“Benimle oynar mısın anne” oyun grubu bu cumartesi saat 10:30 da açık radyoda
Cumartesi 10.00 - 10.30
Bu Cumartesi 2.sini gerçekleştirdiğimiz oyun grubumuza Naz ve Mert'in dışında , Rüzgar'da katıldı. İlki Naz'ın evinde Mert ve Naz'ın tanışma toplantısı konseptinde geçen grubun 2. görüşmesi daha renkli idi. Mert ayca daha büyük olmasının da verdiği olgunlukla Naz'ı kapıda karşıladı ve hemen oyuncaklarını paylaştı ki Naz da onu hiç yadırgamayıp peşinden gitti. Henüz 2. buluşmada birbirlerine gösterdikleri samimiyet görülmeye değerdi. Keşif ruhu gereği Mert'in odası, top havuzu olan yatağı ve oyuncaklarıyla tanıştıktan sonra bir süre toplarla beraber yuvarlandılar. Ardından Mert'in annesi Sinem'in yaptığı köpük baloncukları yakalama yarışı başladı... Bu arada Rüzgar da katıldı gruba ve hep beraber Mert'in öncülüğünde dans etmeye çalıştılar. Sinem'in süper başarılı keki ve diğer ikramlarını masa başında yemeye çalıştılar. Naz atıştırma saatine henüz vakit olduğu için bir türlü masada durmak bilmese ve sürekli mutfağı keşfetmek üzere aramızdan ayrılsa da diğerleri afiyetle karınlarını doyurdular. Ardından devasa şişme topu yuvarlamya giriştiler ve beraber çok eğlendiler. Hatta çekindiği söylenen Rüzgar da dayanamadı , Naz ve Mert'e katıldı. Günün sonunda Mert'in odasında serbest vakit geçirerek , birbirlerine veda ettiler ve Mert hepimizi kapıda yolcu etti. Bu hafta katılımını beklediğimiz Dila ve Arda maalesef aramızda değildi ama bu haftasonu 3. gerçekleşecek gruba onlar da katılacak diye umuyoruz.
Anadolu yakası 18-24 ay buluşması, bu hafta Damla hanımların evinde gerçekleşti. Damla, Göktürk, Clara ve Arda buluşup oyun oynadılar :) Buluşmanın odak noktası (malesef! :)) Damla hanımın kaydırağıydı. Kaydıraktan sıkılmadan kimse başka oyunlara geçmedi.. Arda gelmeden önce, Damla Göktürk ve Arda, Damla'nın seçerek getirdiği Meyve Bahçesi oyunuyla Renk Eşleştirme oynadılar. Ben bu çocuk milletini anlamıyorum.. Aslında gerçekten üç yaştan önce oynanmayacak bir oyun olup çok minicik meyveleri var.. Bir yanlışlık sonucu almışım, Damla da görüp "Bahçe" diye öğrendi, ben daha iki yıl falan saklarım diye düşünüyordum ama Damla bu oyuncakla o kadar uzun süre ve o kadar güzel oynuyor ki.. Bugün de arkadaşları ile o minicik meyveleri renklerine uygun sepetlere ayırıp uzuun süre oyalandılar. E ummadık taş pardon oyuncak baş yarıyor.. :) Damla hanımın odasının düzenlemesi, hayvan seti, lego gibi oyuncakların ortadan kaldırılmasına olanak vermediğinden, bir süre daha kendi seçtikleri çeşitli oyuncaklarla oynadılar.. Ardından oyun hamurlarıyla oynadılar, resim yaptılar, yüz boyalarıyla ellerine çiçek yaptılar. Mama saatinde sütlaçlarını ve Ebru teyzenin getirdiği kuru meyveleri yedikten sonra, haftaya görüşmek üzere öpüşerek vedalaştılar.
Bu hafta buluşmamızda Damla,Erin,Aslan,Kerem olmak üzere 4 kişi vardı. Bugün buluşma şeklimizi biraz değiştirip akşam yemeğini de kattık. Akşam üzeri buluşan bu ekip aşağıdaki maddelerin hepsini gönüllerince eğlenerek yaptı: - Büyük bir kartona uzanıp kendi şablonlarını çıkartan annelerini bir kenara bırakıp içini gönüllerince doldurdular. Özellikle Kerem boya konusundaki hassasiyeti ile yüzünü gözünü her yerini çok güzel boyadı :D Boyama oyunu geçmiş boyama aktivitelerine göre daha uzun sürdü. Büyük bir örtünün üzerine her çocuğa bir adet büyük boy karton koyunca biz annelerde koltuklara geçip onları seyretme keyfini yaşadık. - Bugün ilk defa bir anne ile başbaşa bırakmayı uyguladık. Neslihan ile beraber kaldıkları anda okuma kartları ile oynayıp Aslan beyden ingilizce "bus" ve "no" demeyi öğrendiler :) Aybala ile kalan grup evcilik oynayıp makarna yaptılar mahsuscuktan yediler, Ayça ile kalan grup legolar ile oynadılar. - Top havuzunda bol bol topları atıp tuttular. (top havuzu oyun bahçesi içersindeki toplardan ibaret özel bir top havuzu değil ) - Plastik kutulara tahta kaşıkları vurarak müzik yaptılar. - Ara öğünlerinde hep beraber muhallebi ve meyva atıştırdılar. Akşam yemeklerini Şebnemin kurduğu yer sofrasında elleri kolları her tarafları ile yediler. Menümüz çorba, makarna ve köfteydi. -Aslan'ın tırmanış yeteneğini puf üzerine çıkıp Kerem'in yatağının içerisine atlaması ile birleştirdiği anı önce Damla sonra Erin taklit etmek ile sonuçlandırdılar.. Bir saniye arkamızı dönmeye gelmiyor bu arada.. :S - En son hepimiz birbirimize iyi geceler diyerek evlerime dağıldık. Gözlemlerim ise : biz hep beraber anneler oturup yemek yedik akşam.. bu müthiş bir ilerleme.. .çocuklar içeride oynarken en azından çoğunluk anne sofradaydı :) Bu gruptaki çocuklar ise artık birbirleri ile oynamayı çok daha iyi başarıyorlar birbirlerini tanıyorlar hatta isimleri ile çağırıyorlar. Ayça
Merhaba arkadaşlar, Dün Damla ve Duru hanımlar ile Arda bey buluştu. Aslında buluşma Arda beyi araba tutması nedeniyle tatsız başladı. Yolda çok kusunca, bir saat falan kendine gelemedi. Duru hanım da biraz erken uyanmıştı malesef, bu yüzden biraz ısınma sorunu yaşadı bizim bebişler.. Birlikte yaptıkları aktivitelere gelince, Damla hanımın kendi seçtiği puzzleları ile oynadılar.. Kaydıraktan kaydılar.. Espresso makinesi ile bol bol kahve yapıp bize içirdiler hehe :) Ayça teyzemizle beraber "boya" yaptılar, onun çizdiği figürleri boyadılar.. Eveleme develeme oynadık beraber.. Kutuya uygun şekilleri atmaca oyuncağı ile kısa bir süre takıldılar. Hasniye teyzemiz onlara Pisi Kedi'nin Çiftliği'ni okudu, uzun bir süre onunla oynadılar. Masada araba sürdüler.. Sonra da bir sonraki buluşmada görüşmek üzere sarılıp ayrıldılar.... Benden bir not: Artık iyice anladım ki, sabah buluşmaları çok daha verimli geçiyor. Akşama dek aşırı uyarılıp yoruluyorlar, konsantrasyon süreleri düşüyor. İkinci not: İlkay ve Hasniye teyzelere güzel hediyeleri ve nazik düşünceleri için teşekkür ederiz.. Sevgiler, Aybala
Bugünkü buluşma Arda beylerin evinde, Damla hanım ve Göktürk beyin katılımıyla gerçekleşti. Yeni oyuncakların keşfinin ardından, beraber direğe halkaları geçirme, bowling, eh biraz evcilik oynadıktan sonra beslenme saatine geçildi. Arda beyin güzel teyzesinin hazırladığı şahane masada, şeftali muz ve üzümden oluşan meyve tabaklarını yediler (Arda bey kahvaltıyı sıkı yaptığı için meyvelere pek yüz vermedi gerçi). Ayça'nın daha önce hazırladığı müzik cd'si eşliğinde çılgınca dans ettiler, Arda'nın balıklarını sevdiler (hatta Damla elini suya sokup onları okşadı bile :)), bebek arabasını sürmek için paylaşamayınca üçü birden tutarak ittiler. Beslenme sonrası, artık bir oyun grubu klasiği olan Dön Dön Kelebek oynadılar. Bugün ilk kez Eveleme Develeme oynadılar ve hepsi çok dikkatle ve eğlenerek takip ettiler oyunu (İlgilenenler için sözlerini yazacağım).. Buluşma saat 12de uykuları gelerek mızıldanmaya başlamaları ile sona erdi.. (Eveleme develeme deve kuşu kovalama / Çembi çember miski amber / Tazi tuzi mürekkebin kızi / Ne zaman geldin yazın geldim / Yazılalım büzülelim bir tahtaya dizilelim / İncik boncuk sen dur sen bu oyundan çık... Ellerini yere yanyana diziyorlar ve kimin eli gelirse o el çıkıyor.. Aslında parmakları bükme şeklinde üç yaş civarı bir oyun ama ben Damlanın tekerlemelerden çok hoşlandığını keşfettim.. Bu oyunu da elleri sayıp kimde biterse onu alkışlama şeklinde modifiye ettim ve çok da eğlendik... )
Bugün 18-24 ay grubunu ilk defa topladık ancak sadece 18 aylık olan Erin,Defne ve Marcello vardı :) İlk defa sabah saatlerinde yaptığımız bu buluşma çok verimli geçti. Sabahın ilk ışıklarında pek tabii hepimiz daha zinde katılımcılar olduk: ) İlk aktivitemiz beraber boya yapmak: kocaman iki kartonu birleştirdik ve üzerinde beraber mum boyalarımız ile 15 dakikaya yakın vakit geçirdik. Daha sonra ara öğün için katı meyva sıkacağında çocukların katkıları ile meyva suyumuzu hazırladık. Bu meyva suları ile Sema'nın yaptığı keki beraberce yediler. Arabalar ve legolar ile kurduğumuz rampada oynadık. Bu aslında oyun kurmanın başlangıcı sayılır. Arabaları yarıştırdık rampada. Bundan sonra biraz dans ettik ve çocukalar serbestçe beraber oynadılar. ( Oyuncaklar sadece arabalar, legolar ve top oldu arada ortadaki org ile müzik yaptılar) En son olarak uykudan önce öğle yemeğini yiyecek olan Defne İncinin, masaya çıkmak suretiyle Erin'in saldırısına uğrayan makarnalarını hem yiyip hem birbirlerine yedirdiler ve uykularına doğru birbirleri ile vedalaştılar.
Bugün buluşmamız 3 kişi idi: Marcello, Kerem ve Erin. Kerem gelmeden "mama diye tutturan Erin ve Marcello ile beraber meyvalarını hazırladık. Mutfakta onlara bir sehpa koyduk ve muz-kavun- Marcello'nun Akçaydan dalından koparıp getirdiği mandalinaları tabaklara yerleştirdik. Sonra beraber yediler. Kerem gelince de bir yer sofrası kurduk hep beraber Kerem'in bisküvi ve fındıklarına da el atarak bir daha yemek yediler. Daha sonra Marcello'nun yatağının çevresinde saklambaç oynadılar, yatağa inip çıktılar. Kerem koridorda uzun uzun ayaklarından taşa basında çıkan sesi dinleyerek yürüme antrenmanı yaptı. Bir de çocuk şarkılarını dinleyip,eşik edip dans ettik. Kerem bize dans şovunu yaptı :) En son olarak birbirmize baybay diyerek öpüşüp ayrıldık.
Bu grubun 2. buluşması, Damla hanımın evinde gerçekleşti. Buluşmaya Damla, Duru ve biraz gecikmeli de olsa Clara hanımlarla Arda ve Göktürk beyler katıldılar. Salonun girişinde yer alan kaydırak, aktivitelerin başlangıcını, ortasını ve sonunu oluşturdu :) Kaydıraktan genelde sıra bekleyerek, ard arda düzenli olarak kaydılar. Bu sıra beklemeyi bilmenin eğitim sürecinde önemli bir basamak olduğuna inanıyorum ben şahsen. Küçük hanımlar ve beyler sonra boya yaptılar (Kuru boyalar Damla hanımı kesmediği için pastel boya istedi). Daha sonra oyuncakları biraz inceleyip, herkes kendine uygun birşeyler seçti, arabalar, bebek arabası vs. oynadılar. sıra beslenme saatine gelince, özel olarak hazırlanan masalarının çevresinde oturup meyve ve bisküvilerini yediler. (Not: aslında pek yemediler, ama oturdular :) Burcu, kurabiyeler şahaneydi ellerine sağlık). Uyku saati gelince buluşma sona erdi. Haftaya aynı gün aynı yerde buluşmak üzere ayrıldılar.
Dun ilk defa 12-18 ay bebekler (anadolu yakasi) Kalamis parkinda bulustu. Bu guzel aktiviteye katılan anneler (Ozden, Evrim ve Damla) ve bebekleri (Can, Berk ve Dogukan) sanirim cok mutlu bir sekilde evlerine donduler (kendi adima cok cok mutlu oldugumu soylemek istiyorum). Bir nevi ilk kez tanistigimiz icin tanisma-kaynasma aktivitesi olarak adlandirabilecegimiz bir gun gecirdik. Bebekler (pardon kucuk abiler) cogunlukla bireysel takilmakla birlikte sonunda kaynastilar (Dogukan 12.ay asisini vurulmasi nedeni ile huysuzdu ve surekli soyleniyordu; Can yurume aktivitesini acaip iyi gerceklestirdigi icin, alirim basimi giderim modunda idi; Berk ise gulucukler atarak kum yemekle mesguldu). Kucuk abilerimizin yaslari birbirine cok yakin, bu nedenle biz annelerin problemleri de birbirine yakin seyler oldugu icin cok keyifli ve ogretici bir gun oldu. En guzel olay, Berk kum parkinda ilk kez yurumeye basladi. Can zaten yuruyordu ve masallah findik kurdu kivaminda. Berk'in bonus saclari Can ve Dogukan'in fazlasi ile ilgisini cekti. Genelde once sevme modunda baslayip sonra Berk'in kafasina saldiri halinde son buldu. Berk'te careyi sanirim yururum kacarim bunlardan seklinde buldu:) Bu aktivitemizi devam ettirmek ve detaylandirmak niyetindeyiz. Serap tatilden henuz donmedigi icin katilamamis,bir sonraki hafta gorusmek dilegi ile Damla (Dogukan'in annecugu)