Sonunda Oyun Grubumuzdan Ömer ve Alya’nın Anneleri ile tanışma fırsatı bulduk, Esra ile bloglarımızdan birbirimizi tanıyoruz zaten ama hiç görüşmemiştik ,bu ilk buluşma bende hep heyecan yapıyor :) Alya tam bir yeşil erik :) esra da çok sıcak , çok memnun olduk. Ayla hanımla da montessori grubumuzdan tanıştık, gerçekten sanki önceden tanışmış havasında buluşmalar oluyor. Ayla hanım ile evlerimiz çok yakın oyun grubumuzu devam ettirebileceğiz, katılmak isteyen 10-13 ay arası her bebeğe açığız. İnşallah Esra-Alya ve Mayaylada :)Havaların güzelleşmesi ile oyun grubu buluşmalarımız dış mekanlarda açık havada olsun istiyoruz. Ama mümkünse çok uzak olmasın.. Begümle planladığımız www.kindyroo.net oyun grubuna katılma planımız vardı, oyun grubumuzdaki arkadaşlarla ilk tanışmamızda bebeklerimiz böyle bir programda daha çok kaynaşabilir diye düşündüm ve ilk buluşmamız bu yönde olsun istedim. Tabi yer Etilerde olunca biraz trafikti daha önceden bildiğimiz yer değildi falan filan derken biz tam zamanında orada olabildik, öncesinde bir kahve içme lüksümüz olmadı, lüks diyorum çünkü pek mümkün olmazdı heralde, biraz daha büyümeleri lazım. hemen bir merhabalaşıp oradaki iki bebek ile beş bebek beş anne, aktivitelere başladık. 3 erkek 2 kız olduk bu arada diğer bebekler Ege ve Akdeniz di :) Yapılan aktiviteler genelde ABA kitabındaki oyunlardan ibaretti, en çok ilgimi çeken ele yapılan masajın dil gelişimini etkilediği oldu. Biz Ayla Hanım ile 11:45 te buluştuk, böyle olunca begümün uyku vakti arabaya denk geldi, ama sanırım rahat edemedi, uykusu yarım kalınca yolun verdiği yorgunlukla ortama pek ayak uyduramadı, 40 dakika nasıl geçti anlamadım !! Çıkışta ayaküstü sohbetimizi yapıp bir daha görüşmek dileğiyle ayrıldık. Begüm ve Ömer yolda hemen uyuyakaldılar, en çok ömer eğlendi ortamdan Alya da bağımsız hareket etmeyi tercih etti, hatta hocanın bize gösterirken kullandığı bebeğe o aktivite yaptırmak istedi :D Biz eve gidince begüm hemen uyandı aynı hareketleri evde babasına göstererek tekrar yaptık, hepsini de gülerek yaptı,en çok ta takla atmayı sevdi :) Dip Not : Mayıs Ayında sitemde yayınladığım bir post'tu ancak şimdi müsait olup burada yayınlayabildim. Şu an Begüm ve Ömer 13 aylık Alya 14 aylık, Bahçelievlerden Grubumuza Katılmak isteyen olursa bize Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. yada grup mailine mail atarak ulaşabilir.
Bu hafta sonu artık havaların da düzelmesi ile sokakalrda buluşmalar başladı. Anadolu yakasında bir grup cumartesi günlerini Kalamış parkında tanışmak ve de beraber kumlarla oynamak suretiyle değerlendirdiler. Katılım fazla olmasa da harika vakit geçirmişler bana gelen haberler ve fotoğraflar bunu söylüyor..
Zamanla, bahar ve yaz aylarında daha büyük buluşmalar organize edebilmek dileğimle.
Bugün oyun grubumuzda bir değişik aktivite serisi hüküm sürdü :=) Önümüzdeki ay yayınlanacağını düşündüğümüz ama belki de sonraki ay bir dergi çekimi için bizimle iki kişi daha vardı. Biz bugün aktivite olarak kurabiye yapımı hazırlamış olsak bile onlara yetiştiremedik.. röpörtajlar sırasında çocuklar serbest şekilde oynadılar, fotoğraflar çekildi.. Bu iş bittikten sonra onlar için hazırladığımız kurabiye malzemeleri ile salonun ortasına koyduğumuz hamur tahtasının başınageçtiler. Malzemeler en basit kurabiyenin malzemeleri.. ne kadar çok malzeme o kadar çok kafa karışması :=)
İşte malzemeler:
10 yemek kaşığı tepeleme un 100 gram oda sıcaklığında tereyağı ( Ben çok daha az kullandım) 1 çay bardağı üzüm pekmezi 1 yumurta 1 tutam vanilya tozu
Bütün malzemeyi karıştırarak pürüzsüz bir hamur elde edene kadar yoğurun. (tadı az gelirse pekmez ilave edebilirsiniz) Bir merdane ile serçe parmağınız kalınlığında açın. Çok ince olmamalı, pişince çok sert olur. Bir çay bardağı ya da kurabiye kalıpları ile kesin. Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15 dakika pembeleşene kadar pişirin. Çok pişirirseniz bisküviler soğuyunca çok sert olur.
Hep beraber malzemeleri karışıklık olmadan koyabilsinler diye tüm malzemeyi 4'e böldüm, un dört eşit miktarda 4 kapta, pekmez aynı tarçın ekledim azıcık 4 küçük kapta sadece tereyağ ve yumurtayı tek oldukları için ben koydum yaparken.. malzemeleri koyarken tek tek ne olduklarını kısacık söyledik zaten ortadaki kase dökmek için heyecanlıydılar.. daha sonra ben biraz yoğurup homojen bir hamur elde ettikten sonra 4 eşit parçaya böldüm ve oynamaları için önlerine koyduk. hem oynadılar hem de kalıpları ile şekiller çıkartıp tepsiye dizdiler .. piştikten sonra afiyetle de yediler ..
Bu hafta oyun grubumuzla İstanbul atlı spor kulübüne gittik.
Değişik bir tecrübe oldu.. Erin iki turdan sonra " inicem" dedi.. onun turunu attan inmak istemeyen Kerem tamamladı.. at demeyeyim şuncacıklara.. küçük middilliler işte.. sevimli Capuccino ve Wanda erinin deyimiyle " Manda". bizimkiler binsin diye ağızlarına taktıkları ( gem miydi ??!!) o demir şey yüzünden minicikler verdiğimiz havuçları
BEN: "Erin sevdin mi bitanem atları ??" ERİN: " Sevidim" BEN: "Bir daha binecek misin? " ERİN: " Binmem!!" BEN //içses//: anlaştık bitanem anlaştık ;)
akşam aynı diyalog
BEN: "Erin sevdin mi bitanem atları ??" ERİN: " Sevidim" BEN: "Bir daha binecek misin?" ERİN: " Tamam!!" BEN //içses//: her an herşey değişebilir !!
Güzel bir havada büyük atları sevmek, havuç vermek, küçük bir tur atmak için neden olmasın.. Ben ki koca anne olmuşum havucu verirken ata biraz ürktüm.. herşeye dokunmasını bilmek lazım ya.. denemekte fayda var.
Bu sene Erin'in doğumgününü oyun grubu arkadaşlarımız ve Sevgili Yapıncak'ın "Music Togetherlı doğumgünü" ile kutladık.
Çok kısa bir zaman içerisinde hatta 3 gün içinde nasıl yaparım ederim, nerede olur, kimi çağırırım derken arada atladığım bir kaç kişi ile 20'ye yakın / saymamışım :) / güzel anne ve harika çocukları ile daha önce hiç deneyimlemediğimiz ama öğrenmekten çok keyif aldığımız bir doğumgünü partisi yaşadık.
Ben odanın içerisindeki kalabalığı görünce hissettirmemeye çalıştığım bir panik havasına büründüm: bu kadar çocuk nasıl duracak tanrım ben ne yaptım!!! diye.. Çocuklar aslında grup grup birbirlerini tanıdıklarından olsa gerek hepsi bir uyum içerisindeydi.. anneler ise birbirlerinin adını okuyup acaba kim kimdir oyunu mu oynuyorlardı benim gibi içlerinden bilmiyorum ama herşey çok sakin ilerledi..
Yapıncak müzik yapmaya başladığında pek tabii 6 - 10 kişilik gruplar gibi olmayacağı bilinen ancak sinerjisi yüksek bir ortam yaşanmaya başlandı. 40 dakika kadar baykuş olduk, tavşan olduk, elleri açıp kapatıp alkışlar tuttuk, araba olduk sağa sola virajları döndük, sopalarımızla kemanlar olduk, flütler olduk.. ben bu arada bolca fotoğraf çektim:) çekerken herkesin yüzüne vuran tebessümlü ışıkları topladım. Her zaman çocuklar için deklanşöre bastığımda heyecanlansam da bu sefer başka bir coşku vardı tabii içimde : oğlum iki senesini bitirdi ya bu gerçek dünyada .. ondandı galiba :=) yoksa kafa flaşımı patır kütür yerlere düşürmemin başka bir sebebi olamazdı :=) Hani "ben bu sene konsept falan istemem ben kendim pasta yapacağım içinde de blueberryler olacak ( en sonunda piyasaya çıktı ya :D), doğum günü de yapmayacağım" diye bağırındım .. olmadı .. tutamadım kendimi Rapunselimizin güzel eserlerinden birini ikram etmeden bu güzel gruba.. "Erin ne ister ki ?" diye sordu bana.. Erin "Winnie ister Rapu teyzesi "dedim, "bir de Piglet" sever.. "Bana vini oku annemuu" diyişinden bilirim günde bilmem kaç defa...gerisi sana kalmış "Rapu Teyzesi". Gerisi işte burda:
Daha mumlar üflendi üflenmedi.. hepsi birden topçuklara saldırıp o minik ağızlarını " ne kapsam kardır" şeklinde doldurdular.. En çok da burnundan çıkmasından endişe ederek şaşkınlıkla izlediğim benim oğlum :D
Ve sonra ve sonra.. pastalarını yedi minikler.. meyva sularını içtiler.. bizlerde..
sonra dağıldık evlerimize..
Günün notları:
- Aktiviteli doğum günü son derece mantıklı.. 40 dakika bir aktivite sonra pasta kesiliyor , çocuklar dikkatleri dağılmadan eğleniyorlar ve yorulmuyorlar. .. - Sadece pasta olması güzel, yeme içme organizasyonu ile extra kalori alınmıyor !!:) - Alışkanlıklara bir darbe iniyor böylece.. - Çikolatalı pasta çookk güzel.. ne yazık ki küçücük yemek hiç güzel değil.. - Bu kadar zamandır yazıştığım güzel insanlar: sizleri görmek de çok güzeldi.. bebeklerinizi fotoğraflarından değil de dokunarak sevmek de..
Unutmuşum yine.. zaten orada da herkese vermeyi unuttum.. Erin doğumgününde arkadaşlarına annesi ile bir hediye hazırladı. Hediyeyi biraz kopya çekerek yaptık çünkü çook beğenerek kullandığımız bir materyal oldu evimize. Banu'nun Mira için yaptığı kartları bastırdık, CD'ye yine en korsanından (alacaklar beni içeri artık bir de yazıyorum :P) Bülent Ortaçgil şarkıları bastık ve vermeyi unuttuk!!..
Orada olamayanlar için Banu'nun da izni ile buradan da paylaşmak istedim:
Bu haftaki buluşmamız Can'ın evsahipliğinde gerçekleşti. Çocukların uykularının biraz ileriye gitmesi nedeniyle saat 11 00'da buluşmaya başladık. Bu haftaki buluşmamızda Can, Giray ve Toprak vardı. Başlangıçta çocuklar beraberce meyvalarını yediler. Ardından hepberaber anne-çocuk aktivitesi için renki elişi kartonlarını kullanarak, çocukların el ve ayak kalıpları ile "hindi" yaptık. Çocuklar renkli kartonlarla ilgilendiler biz anneler ise kesme yapıştırma işlerini yaptık. Bu aktivite sırasında biz anneler sanırım çocuklardan daha çok eğlendik ve güldük, "hindi"ye benzer denemelerimiz çok keyifliydi ve güzel zaman geçirdik. (En başarılı "hindi" ödülü Giray&Şenyıl'a gitti :) ) Ardından daha önce kararlaştırdığımız gibi temel oyuncakları ortada bıraktık ve çocuklar beraber vakit geçirdiler. Öğle vaktinin gelmesiyle Can'ın en çok sevdiği yemek "kıymalı ıspanak" yemeğini beraberce yediler. Öğle uyku vaktinin gelmesi nedeniyle birbirlerine el sallayarak haftaya Toprak'ta buluşmak üzere vedalaştılar.
Güneşi görünce bu buluşma, Selamiçeşme Özgürlük parkında gerçekleşti. Grup bazen birlikte, bazen bireysel, bazen de başka çocuklarla iletişim halinde, vakit geçirdi. Gün hepimiz için çok eğlenceliydi :) Bundan sonra güneşi gördüğümüz her cuma, bu parktayız. Katılmak isteyen arkadaşlarımıza, duyurulur.
Bu haftaki buluşmamız Sinem ve Mert'in(25) evsahipliğinde gerçekleşti. Doruk(24) ve ben ilk katılımcıydık, diğer arkadaşları gelene kadar Doruk, ilk defa gittiği Mert'in evini keşfetti, oyuncakları sayesinde ortama ısındı. Daha sonra gelen Naz (18)& Elif ve Ruzgar(18)& Devrim'le beraber takım tamamlandı. Oncelikle ortama ısınmaları için müzik eşliğinde çadırlar arasındaki tünelde biraz oynadılar, ardından zıp zıp oyuncagını yakalamaya calısıp biraz da kovalamacayı ihmal etmediler. Sinem'in yaptıgı mis gibi keki de yedikten sonra Doruk salonda Elif'in butun cocuklara hediye getirdigi yapbozla oynamayı tercih ederken, diğer 3 afacan yatakta zıplamayı tercih ettiler bir sure :)
Geçen hafta cuma günkü buluşmamız, bizim evde gerçekleşti. Çocuklar önce dergi sayfalarından kesilmiş resimlerin karton kopyaları ile eşleştirme oynadı. Sonra bu karton kopyalar üzerinde, parmak boyası çalışması yaptılar. Bu çalışmayı çok seven Azra, bir süre sonra aramıza katılan Kerem'i yanlız bırakmadı. Turgay ve Ataberk de bu sırada basket oynamayı tercih ettiler. Sonra ara öğünlerini yiyip, serbest vakit geçirdiler. Bu grup birlikte dans edip, sarılıp öpüşmeyi çok seven bir grup oldu :) Dolayısıyla serbest vakit geçirirken, hiç sıkıntı yaşanmıyor.
Geçtiğimiz hafta çarşamba gününün toplantısı, Selin arkadaşımızın evinde gerçekleşti. Göktürk, Turgay, Azra ve Ataberk en çok dans etti :) Özellikle Turgay ve Ataberk el ele tutuşup tepinmekten inanılmaz zevk aldı. Sonra ara öğünlerini yiyip, pastel boya çalışması yaptılar. Kalan serbest zamanlarında, Azra top havuzunda güneşlenmeyi tercih ettiği için, top talebi yapan arkadaşları eli boş döndüler. Neyse ki tek kız arkadaş hatırına olay çıkarmayıp, evin kuşu ile konuşup, diğer oyuncaklar ile vakit geçirerek serbest zamanlarını tamamladılar.
Bu hafta buluşmamızı bir oyunevinde yaptık. Can'ın bir süredir devam ettiği oyunevine bu sefer arkadaşları Giray ve Toprak da katıldı. Minik Deniz Bey ve Can'ın güzel kuzeni, benim minik yeğenim Melis ise misafirimiz oldu. Çocuklar yavaş yavaş gelmeye başladıklarında gördük ki gerçekten birbirlerini iyi tanıyorlar Giray hemen gelir gelmez Can'ı öptü:) Toprak ise pür enerji mekanı keşfe başladı. Bu sefer pek bir araya gelmediler ancak hepsinin çok ama çok keyif aldığı belliydi. Önce top havuzu ve büyük oyuncaklarla oynadılar, ardından diğer kata çıkarak daha fazla oyuncak ve aktiviteyi gördüler. Zaman zaman beraber, zaman zaman bireysel olarak vakit geçirdiler. Çocuklar bitkin ve yorgun bir şekilde, haftaya başka bir aktivite veya Can'ın evinde görüşmek üzere ayrıldılar.
Bu hafta Cumartesi saat 11 de Emincan-Nuran lara davetliydik. Öncelikle bütün emeklerinden dolayı Nurana teşekkür ediyoruz. Çocuklara en güzelini hazırlamak için çok uğraşmış. Nuran bu hafta ki buluşmamızın temasını geometrik şekiller olarak belirlemişti. Çocuklar bu hafta bowling oynadılar, ayıcık ile koklaşıp oynaştılar, geometrik şekiller yapbozu ile oynadılar, geometrik şekilleri eş kutulara göre ayırdılar, geometrik şekilleri duvara yapıştırıp çıkardılar, geometrik şekillerdeki kurabiyelerini yediler. Cumartesi çok geometrik geçti :) 28 Şubat Cumartesi saat 11 de Berk-Evrim lerde buluşmak üzere ayrıldılar.
Bu hafta buluşmamız Toprak ve annesi Simay'da oldu. Giray'ın geliş zamanına kadar Toprak ve Can biraz serbest zaman geçirdiler. Ardından aralarına Giray'ın da katılması ile Simay'ın kendileri için hazırladığı boyama şablonlarını annenlerinin yardımı ile renklendirdiler. Çocuklar önlerindeki kalemlerden renk seçtiler, şablonlardan yer gösterdiler, genelde anneler boyadı ve renklenmelerden keyif aldılar. Ardından Simay'ın bizler için hazırladığı enfes lezzetli keki masalarının başında, kendi tabak ve çatalları ile yediler. Giray'ın kocccaaaman lokmaları ağzına tıkıştırması hepimizi çok güldürdü. Ardından beraber Toprak'ın oyuncakları ile oynamaya daldılar. Biz anneler de fırsattan istifade kek ve çay keyfi yaptık, sohbet ettik, görüşmediğimiz birkaç haftanın açığını kapattık. :)) Bu arada çocuklar artık gerçekten birbirlerini çok iyi tanıyorlar, keza Giray ilk geldiğinde Toprak'la sarılıp birbirlerini öptüler, ardından Giray ve Can tam olarak nasıl sarılılacaklarını kestiremeseler de:)) denediler ve yine öptüler birbirlerini...Ayrılırken Toprak arkadaşlarına hazırladığı hediyeleri vererek el salladı ve haftaya Can'ın evinde görüşmek üzere ayrıldılar.